Bazen insanın kalbi öyle ağırlaşır öyle bitap düşer ki, gökyüzüne bakar ve “Yağmur yağsa da temizlense her şey” diye geçirir içinden. Çünkü bilir; zalimliklerin bitmediği, adaletin susturulduğu bir dünyada en saf ses gökyüzünden gelen damlalardır.
Yağmur yağsa… Belki toprak gibi ben de içime çekerdim o damlaları. Gözyaşlarımla karışsalar, kim bilir, hüzünlerimin tortusunu alır götürürler miydi uzay boşluğuna? Her damla bir sızıya denk gelse, her damla bir kırıklığın üzerine düşse… Belki kalplerin çatlakları, suyun merhametiyle hemhal olurdu yeniden.
Ama sonra düşünüyorum; belki de yağmurun görevi, kırıkları onarmak değil, bize hatırlatmaktır: Hiçbir kir sonsuza dek kalıcı değildir. Her ne kadar zalimler zulmüne ara verip doymasa da her damla adaletin sabırlı bir fısıltısıdır.
Benim gözyaşlarım, gökyüzünün yağmuruyla birleştiğinde tek bir hakikati haykırıyor: Kirli olan dünya değil, kirleten ellerdir. Ve bir gün, yağmur sadece toprağı değil, o kirli ellerin izlerini de silecektir.
Belki bütün kalp kırıkları onarılamaz; ama yağmur bize hep umut taşır. Çünkü yağmur, gökyüzünün “Ben hâlâ sizin yanınızdayım” cümlesinin canlı versiyonundur.
Ne zaman gökyüzü kararır, bulutlar hırçınlaşırsa, içimde de aynı fırtına kabarır. Belki de yağmurla insanın ruhu bu yüzden kardeştir. Çünkü ikisi de birikmeden taşıp akmaz. Gözyaşları içe doldukça ağırlaşır, gökyüzü de bulutlarla aynı sabrı taşır. Sonunda ikisi de aynı anda patlar: Biri gökten, diğeri gönülden düşer.
Zalimlerin zalimliğine karşı tek tesellim, bu döngünün hiç bozulmaması. Çünkü nasıl ki gece gündüzü engelleyemezse, zulüm de sonsuza dek hükmedemez. Belki geceler uzun, belki sabahı zor getiriyor; ama güneşin doğuşu gibi, adaletin gelişi de mutlaktır. Yağmur da bunun habercisi gibi…
Her damla toprağa değdiğinde içimden şu dua yükseliyor:
“Temizle Rabbim hem kalbimi hem bu kirlenmiş dünyayı.”
Çünkü biliyorum ki yağmurun dokunduğu yer çiçek açar, gözyaşının aktığı kalp de bir gün filizlenir.
Ve ben yine inanıyorum: Düşen her damla, içimdeki kırıkları bir nebze olsun onarır. Belki bütün yaraları kapatmaz, ama bana sabrı öğretir. Yağmur, bana der ki: “Kırıl ama tükenme. Ağla ama pes etme. Çünkü her damlanın ardından gökkuşağı vardır.”
İşte o an anlıyorum; dünya ne kadar kirlenirse kirlensin, yağmurun merhametiyle yeniden nefes alır. Ve ben, her yağmurda biraz daha iyileşir,biraz daha uzanırım umutla gökyüzüne!