Şemsettin BOZKURT


Van'ı Dert Edinmek -1

Van'ı Dert Edinmek -1


Van’ı Dert Edinmek -1

 

Merhabalar…

 

Başlarken bütün okuyucularımızdan sabır hoşgörü ve ilgi bekliyorum.

 

Van’ı dert edinmekle ilgili başlayan bir cümlenin altını doldurmak gerçekten bir hayli zor olsa gerek.

 

Diğer yandan işe böylesine iddialı bir cümle ile giriş yapmayı hedeflemek ise, işlerimizi bir o kadar da kolaylaştırır gibi geliyor.

 

Bu nedenle yığınla sorunu daha ilk bakışta göze çarpan Van’ın, Gerçekten bu sorunları kendine dert edinen, Onun için çabalayan, Van’ın kent kimliğine ve onun sorunlarına sahip çıkan, Duyarlı kent sakinlerinin ve yöneticilerinin ya yok denecek kadar az olması, Veyahut da halihazırdaki yöneticilerin bir ortaklaşma kültüründen ziyade, kendilerine göre bazı önceliklerinin olmasıdır.

 

Meseleye iki açıdan bakabiliriz;
Birincisi meseleye kenti sadece otel gibi kullanarak (VIP) kapıları kullanmak koşulu ile…

 

Örneğin kendilerine sonuna kadar açılan bütün kapıları, sonuna kadar kullanarak, halktan kopuşu biraz daha arttırarak yaşamak ve bol bol ilgili ilgisiz yetkililere methiyeler dizerek, Biraz daha koltuğu sağlamlaştırma bakış açısı var…

 

Burada hiçbir eleştirel bakış açısı geliştirici yön ve yol yok ve çıkamaz da.

 

İkincisi ise kent ile ekonomik, sosyal ve kültürel bağları güçlü, dünya ekonomi politiğinin gerçekliğini doğru kavramış bir dünya insanı ve gözü ile halk arasından bakarak, kentimizi; Ülke ve dünya kentleri ile kıyaslamak koşulu ile Çağdaş ve modern kent kimliği açısından, Van’ı diğer gelişmiş kentler ile yarışır duruma getirmek.

 

Ve istedik ki ilk yazımızda işe bu pencereden bakarak bir takım kritikler gerçekleştirelim.

 

Madem sorunumuz Van; O zaman bende farz-ı misal… Kayserili bir iş adamı olarak yatırım koşullarını yerinde incelemek üzere Van’a bir seyahat düzenlemeyi planlayıp Ankara’dan Van’a doğru havalanayım dedim.

 

Ve Van’a ilk defa geliyorum.

 

Uçak Van semalarında süzülürken, Aman Allah’ım Van Gölü dedikleri bu deniz Kayseri’de olmalıydı, Diye aklımdan geçirmemeyi aklıma dinletemedim.

 

Ama çöl gibi bir yer diye düşündüğüm bu Van’ın yeşili de fena değilmiş.

 

Hah şu da Van Kalesi olmalı ne kadar muhteşem bir eser. Kim bilir nice medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır bu koskoca kültür mirası.

 

Evet hayırlısı ile indik havaalanına. Bende notlarımı alamaya başlıyorum işte.

 

Havaalanı terminal binasının tarihine baktığımız zaman; Yıllardır Van’da hizmet veren bir terminal binası olarak, Büyükşehir kimliğine ve yukarıdan gözlemlediğim kadarıyla Doğa ve kent kimliğine açıkçası hiç mi hiç yakışmıyor.

 

Yine havaalanı terminal binası dış görünümü ve içerideki yolcu yoğunluğu, dar alanları, yolcu indirme bindirme yolları, Otopark giriş çıkışları çok ters, işlevsiz bir giriş çıkışı var…

 

Bulvarı neredeyse tek şerit ve Ana yola bağlanan hava alanı kavşağı adeta köy yolundan ilçe merkezine çıkan bir yolu andırıyor.

 

Ana yol ile havaalanı bulvarına bağlanan yol ve olamayan köprülü kavşak…

 

Ve eleştirel bir bakış açısı yakalayarak yaklaşmak olabilir.

 

Biz en iyisi ikinci yoldan gidelim dedik.

 

Büyükşehir kimliği taşıyan hiçbir yatırımı göze çarpmıyor.

 

Van gerçekten çok sahipsiz bir memleketmiş.

 

Yani psikolojide ve zihinde ilk ve kalıcı izlenimleri uyandıran, İlk bakış ilk görüş ve ilk karşılaşmanın algıda yaratmış olduğu etki itibarı ile…

 

Kente ilk ayak basan insanlar ya hava yollarını kullanmak koşulu ile terminal meydanına, ya da kara, deniz veya demir yolu ile seyahat etmişlerse otogar, İskele veya istasyonlara inerler.

 

Bütün bu bahsettiklerimiz insan zihninde çok kalıcı bir etki yaratarak, işin arka planları ile ilgili de bir takım algı ve yargılar meydana getirmektedir.

 

Bu nedenle tarihi kültürel ve doğal zenginlikler bakımından kente baktığımızda, kent tarihi ve büyükşehir kimliği açısında diğer kentlerle yarışır, çağdaş modern bir yatırım ve kent estetiği algısı maalesef meydana gelmemektedir.

 

Buda dört bir yandan dışarıdan kente giriş yapan bütün insanlar üzerinde ilk andan itibaren Kentle ile ilgili olumsuz bir yargı meydana getirmektedir. (İlgililere duyurulur)

 

Bir an bende az önce bulunduğum Esenboğa havaalanını düşündüm. Ankara’daki bulvar, cadde, meydan ve köprülerini gözümün önünden geçirdim.

 

“Yok yok! Yatırımlar açısından Van en az 50 yıl geride” dedim kendi kendime…

 

Bir sonraki yazımızda kaldığımız yerden Kentimizi dolaşmak ve not vermek üzere,

 

Hoşça kalın…