Ayfer GÖZÜTOK


Müslüman Aldatır mı?

Müslüman Aldatır mı?


Yanıltmak, kandırmak, ihanet etmek, hile ve oyuna getirmek, iğfal etmek, dolandırmak, sözünde durmamak ve ALDATMAK. Bir çok farklı isimle adlandırmak mümkün. Lakin isimleri farklı da olsa anlamları aynı ve insanlara hissettirdikleri duygularda aynıdır. 

Evet ALDATMAK...

Günümüz şartlarında aldatmalar artmış durumda, ihanetin(aldatmanın)kadın yada erkek, fark etmiyor hiç kimse bu durumdan haz almaz ve memnuniyetlik duymaz. Peki, bu fiiliyat sadece kadın ve erkek arasındaki duygusal bir bağ için mi geçerli, yoksa bütün sosyal ilişkilerimiz için de geçerli mi? gibi sorular aklımıza gelmiyor değil, lakin aldatmanın altını kalın bir çizgiyle çizmek gerekiyor ki, hem kadın-erkek arasındaki duygusal ilişkilerde, hem de sosyal ilişkilerimizde aldatma fiiliyatının adı da hissettirdiği acı da aynıdır. 

Aldatma adı altında yaşanan bu tür ilişkileri örneklendirmek istersek şu şekilde örnek verebiliriz;

Eşler arasındaki aldatmalar, ihanetler.

Aile bireyleri arasındaki yanıltmalar.

Arkadaşlar arasındaki hile ve oyuna getirmeler.

Siyasetçiler ve seçmenler arasındaki kandırma, sözünde durmama ve insanları dolandırma gibi vb. bu tür ilişkilere örnek verilebilir.

Aldatma (ihanet ) olarak ifade ettiğimiz, insani olan bütün ilişkilerimizin zedelenmesine ve yıpratılmasına sebebiyet veren bu hasletlerin hastalık derecesini de araştırmak adına uzmanlardan destek alınmasının gerektiğini, yapılan sosyal anketler de bunu göstermektedir.

Toplumun bozulmasına yol açan aldatmanın sosyolojik ve hukuki boyutunu da bilmek ve araştırmak lazım. 

Globalleşen bir sorun haline gelen, dünyanın her yerinde genel olarak yıkıcı sonuçlara sebebiyet veren ve tüm dinlerde de yasaklanmış olan aldatma, insan ilişkilerinin evrensel boyutunu da göz önüne sermektedir.

Tüm dinlerde yasaklanmış olan aldatmanın, İslâm'da da aldatmanın yeri olmadığını ve aldatmanın (ihanetin) kesin bir dille yasak olduğunu ayetlerle ve hadislerle ortaya koymaktadır.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.)  Aldatma konusunda şöyle buyuruyor; 'Bizi aldatan, bizden değildir.' diyerek ihanetin hem dini hem de sosyolojik sınırını çizmiş bulunmaktadır. 

Yüce Mevla’mız Kur’an-ı Kerim' de şöyle buyurmaktadır. Bakara süresinin 9.ayetinde; 'Allah’ı ve iman edenleri aldatanlar, oysa onlar yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller” diye buyurmaktadır.

Bir başka ayette de Allah Teala şöyle buyurmaktadır; 'Seni aldatmak isterlerse,(bil ki)şüphesiz ALLAH sana kâfidir. Seni ve inananları yardımlarıyla destekleyen, kalplerini uzlaştıran O dur.' (Enfal,8/62) diye aldatılan her kimse zarar görmeyeceğini bu ayetlerle göstermiş bulunmaktadır. 

Cenabı Hâk bir yandan hilekarların hilelerini ortaya çıkararak onları dünya ve ahirette rezil ve rüsva ederken, öte yandan aldatılan müminlerin yardımcılığını da üstlenmiştir. 

Bütün bunlar düşünülerek, insanlarla olan her türlü münasebette dürüst olmak, doğruluktan ayrılmamak, kısacası hiç bir konuda insanları aldatmamak müminlerin vazgeçilmez prensibi olmalıdır.

Evet, EFENDİMİZ (S.A.V.) aldatmanın Müslümanın şiarı olmadığını şöyle özetlemiş; 'MÜSLÜMAN elinden ve dilinden emin olunan kimsedir.' Diyerek bizlerin nasıl bir ahlâka sahip olmamızın gerektiğinin altını çizmiştir.