Son virolojik, epidemiyolojik ve ekolojik veriler, maske takmanın; enfekte olan insanlar arasında hastalığın şiddetini de azaltabileceği hipotezine yol açmıştır. Bu olasılık, uzun süredir devam eden viral patogenez teorisi ile tutarlıdır. Hastalığın şiddeti alınan virüs miktarı ile orantılıdır. Yani ne kadar çok virüs insana bulaşırsa, hastalık şiddeti o kadar ağır seyir etmektedir.
Koronavirüs -19 (SARS-CoV-2) ile tipik belirtisiz enfeksiyon oranının temmuz ayının ortasında Amerika Hastalık Kontrolü ve Önleme Merkezi tarafından % 40 olduğu tahmin edilmiştir ancak belirtisiz enfeksiyon oranlarının maskeli ortamlarda % 80'den yüksek olduğu bildirilmiştir. Bu bilgilere göre maske takanlarda COVID-19 hastalık tablosunun daha hafif geçtiğini ve dolayısıyla ölüm oranlarının daha düşük olduğunu gözlemlemişlerdir.Aslında çoğu aşılama politikasının temeli bu hipoteze dayanmaktadır. Yani daha düşük miktarlarda virüsle insanların enfekte edilmesi ve bu şekilde de vücudun doğal olarak bu enfeksiyona bağışıklık geliştirmesidir. Ayrıca, diğer solunum yolu virüsleriyle ilgili geçmişten günümüze olan kanıtlar, yüz maskesinin; viral partiküllerin buruna ve ağza girmesini engelleyerek maske kullanan insana virüs bulaşmasını koruyabileceğini göstermektedir.
Bilim insanlarının ön görülerine dayanarak, gerekli ortamlarda mutlaka maske takılması önerilmektedir. Bu hem bizim hastalığa yakalanma riskimizi azaltmaktadır hem de olası hastalığın daha hafif belirtilerle seyir edeceğini göstermektedir. Lütfen MASKE, MESAFE ve HİJYENİMİZE dikkat edelim.