Maalesef dün gece uçak kazasında üzülen biz olduk. Gözlerimize uyku girmedi, yüreklerimiz daraldı. Üzüldük, kahrolduk, ama nafile… Allah vefat edenlere rahmet eylesin, ailelerine sabırlar versin. Gerçekten son derece zor, üzücü ve berbat bir tabloyla karşı karşıyayız.
Ve artık kabul etmemiz gereken bir gerçek var Burası İsviçre değil. Her yanımız düşmanlarla çevrili. Başta o malum devlet olmak üzere... Saklanacak, gizlenecek hiçbir şey yok. Kim ne anlatırsa anlatsın, bizim görüşümüz nettir: uçağımız bir sabotaj sonucu düşürülmüştür.
Elbette ki resmi makamların açıklamaları dikkate alınmalıdır. Ancak insanlarımızın siniri, öfkesi, inancı bugün hat safhadadır. Eğer bu bir sabotajsa, düşmanı sevindirmeyecek şekilde bir açıklama yapılması gerekir. Çünkü bu coğrafyada her şeyin bir anlamı, her olayın bir mesajı vardır.
Birinci zanlı bellidir. O malum devlettir. Üstelik o malum devlet Azerbaycan’ın içinde fena halde yapılanmış durumdadır, özellikle de “Mossad” üzerinden. Aslında bu yapılanma hiç de şaşırtıcı değildir. Bizim 20 yıl öncemize dönün; o zaman da gözümüzün içine baka baka mühendislerimiz şehit ediliyor, ülkemizde darbeler yapılıyor, kaoslar çıkarılıyordu. Üst düzey generallerimiz, hatta Kara Kuvvetleri Komutanlarımızın helikopterlerine sabotaj düzenleniyordu. Bunun en acı örneği rahmetli Eşref Bitlis’tir.
Aynı senaryoyu İran Cumhurbaşkanı’nın helikopterinde de gördük; o da kısa süre önce Azerbaycan’dan alımı yapılmıştı ve kısa bir süre sonra düşmüştü. Şimdi yine aynı tabloyla karşı karşıyayız. Azerbaycan kutlamaları için giden kargo uçağımız, görevini tamamlayıp dönüşte bu acı olayı yaşadı.
Sanki Azerbaycan sınırından çıkması bekleniyormuş gibi bir durum var. Zaman ayarlı bir saldırı olabilir. Belki bir füze ile, belki içten yerleştirilmiş bir patlayıcıyla... Ama her halükarda bu bir sabotaj sonucu düşmüştür. Bunu askeri uzmanlar da biliyor. Çünkü o uçak kolay kolay düşecek bir uçak değildir.
Görüntülerde açıkça görülüyor: yalnızca kanat kısmı kalmış, gövde ve kuyruk aynı anda kopmuş. Geriye sadece kanatlar kalıyor. Bu tablo, iki ayrı noktaya yerleştirilmiş patlayıcı ihtimalini güçlendiriyor.
Elbette kesin konuşamayız. Olayın netliği resmi makamların açıklamalarıyla ortaya çıkacaktır. Biz yalnızca bir analiz yapıyoruz. Fakat coğrafyayı bilen, düşmanlarını tanıyan biri olarak bu ihtimali göz ardı etmek mümkün değil.
“Türkiye artık kendi coğrafyası hariç hiçbir alanı güvenli göremez.” Düşman sayısı, hain sayısı belli değildir. Nereye bakarsanız bir düşman görürsünüz. Rusya deseniz düşman, Gürcistan dost değil. Kardeş dediğimiz devletin içinde bile o malum devlet çöreklenmiş durumda. Kıbrıs’a bakın, Yunanistan’a bakın, tablo aynıdır. Kardeş ülke bile olsa, hangi milletten olursa olsun uçaklara Türkiye ekiplerinden başka kimsenin yaklaşmasına kesinlikle izin verilmemelidir.
O yüzden artık savunmasız uçuşlar sona ermelidir. Kargo uçaklarımızın dahi F-16 veya Akıncı TİHA eşliğinde koruma altında uçması gerekir. Düşman pusudadır, bir anı kollamaktadır.
Zamanlamaya bakın: o malum devletin hiç istemediği gelişmeler yaşanıyor. Ahmet Şaran Amerika’ya gidiyor ki bu ziyaret son derece kritik bir ziyaret.
Devlet aklı bu kez de müthiş oyunlarla karşı karşıya. Amerika, Türk askerinin Gazze’de görev almasını ısrarla istemişti. İsrail ise bunu açıkça tehdit saymıştı. “Türk askeri Gazze’ye giremez, girerse savaş sebebidir” diye defalarca açıklama yaptılar. Ve tam da bu olayların üzerine bu kaza (!) gerçekleşiyor.
Tarihe dikkat edin 11.11.
11 rakamı, dünyayı yöneten o malum küresel yapının bir ritüel rakamıdır. 11.11 kampanyalarını, küresel markaların bu tarih etrafında yaptığı etkinlikleri hatırlayın. Tüm bunlar bir tesadüf müdür? Bizce hayır.
Ayrıca uçağın teknik özelliklerine bakalım: Amerikan Lockheed Martin üretimi bir dev kargo uçağı. 4 motorlu, gelmiş geçmiş en sağlam uçaklardan biri. 60 ülkenin ordusunda hâlâ aktif olarak kullanılıyor. Eski olması hiçbir şey ifade etmez; bu uçaklar sürekli revizyondan geçirilir, radar sistemleri güncellenir, metal yorgunluğu özel cihazlarla taranır.
Türk Hava Kuvvetleri’nin bakım ve teknik ekibi, dünyanın en iyi ekiplerinden biridir. Uçak A’dan Z’ye kontrol edilmeden kesinlikle havalanmaz. -40-50 derecelerde bile görev yapabilen bu uçakların durup dururken düşmesi mümkün değildir.
Tüm bu detaylar ışığında geriye tek bir ihtimal kalıyor sabotaj.
Ve devlet, eğer bu sabotajın varlığını kesin olarak tespit ederse, emin olun ki o işi yapan, planlayan kim varsa öyle bir bedel ödeyecek ki, “keşke yapmasaydım” diye kendi kendine hesap verecek.
Bu olay basit bir uçak kazası değildir. Hakan fidan'ın söylediği gibi Türkiye Cumhuriyeti yüzyılların birikimine sahip bir devlettir. İçeriden veya dışarıdan hangi odak olursa olsun, bu milletin sinir uçlarına dokunmanın sonucunu er ya da geç görür.
Belki geç devreye girer, ama mutlaka girer.
Vefat eden askerlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Allah yardımcımız olsun.

