Ukrayna savaşının barışla veya devam etmesi durumunda Türkiye'nin elde edeceği ekonomik ve stratejik fırsatlar analiz ediliyor. Baykar, Roketsan ve Türk inşaat şirketlerinin yükselen rolü, Timothy Ash'in görüşleriyle ele alınıyor.
Ukrayna’daki savaşın geleceği ne olursa olsun, uzmanlara göre Türkiye hem ekonomik hem de stratejik açıdan tarihi fırsatlarla karşı karşıya. İngiliz ekonomist Timothy Ash’in analizi, kalıcı barış halinde Türk inşaat şirketlerinin öne çıkacağını, barış sağlanamasa bile Avrupa’nın artan savunma harcamaları ile Türk savunma sanayiinin dev bir pazar bulacağını ortaya koyuyor. İşte her iki senaryoda da Türkiye'yi kazançlı pozisyona taşıyacak başlıklar.
Enerji ve Emtia Fiyatlarında Düşüş Ekonomiyi Rahatlatacak
Kalıcı bir barışın ve Rusya'ya uygulanan yaptırımların hafiflemesinin ilk etkisi, enerji ve emtia fiyatları üzerinde görülecek. Petrol başta olmak üzere enerji fiyatlarındaki jeopolitik risk primi düşecek. Timothy Ash'e göre, varil başına 50 dolar seviyelerine yaklaşacak daha düşük enerji fiyatları, Türkiye'nin cari açığını azaltacak, lirayı destekleyecek ve enflasyonla mücadeleye katkı sağlayacak. Bu durum aynı zamanda merkez bankasının daha düşük politika faizlerine izin vererek ekonomik büyümeyi canlandırmasının da önünü açabilir.
Ukrayna'nın Yeniden İnşasında Türk Firmaları Başrol Oynayacak
Savaşın yol açtığı tahribatın bedeli 1 trilyon doların üzerinde tahmin ediliyor. Ash, barış sonrası başlayacak yeniden inşa sürecinin 20 yıl boyunca yılda en az 50 milyar dolarlık bir pazar yaratacağını belirtiyor. Türkiye, savaş sırasında Baykar İHA'ları gibi kritik askeri destekle Ukrayna'da güven ve itibar kazandı. Ukrayna'da zaten iyi bilinen ve güvenilen Türk inşaat şirketleri, bu devasa yeniden inşa projelerinden pay almak için çok avantajlı bir konumda bulunuyor.
Barış Olmasa Bile Savunma Sanayii Dev Pazar Bulacak
Analizin en çarpıcı sonuçlarından biri, barışın kalıcı olmaması durumunda bile Türkiye'nin kazançlı çıkacağı yönünde. NATO'nun savunma harcamalarını GSYİH'nın %2'sinden %3'e çıkarma hedefi, Avrupa'da yıllık 1 trilyon dolara yakın devasa bir pazar anlamına geliyor. Timothy Ash, bu pazarın Türk savunma sanayii için büyük bir fırsat olduğunu vurguluyor. Baykar'ın İHA'ları, Roketsan'ın roket sistemleri ve diğer askeri teçhizat, Avrupa'nın artan ihtiyacını karşılamak için ideal ürünler olarak öne çıkıyor.
Savaşta Test Edilmiş Tecrübe Büyük Güven Sağlıyor
Türk savunma sanayii ürünleri, sahada etkinliğini kanıtlamış olmanın avantajını taşıyor. Türk ordusunun operasyonel tecrübesi ve savunma sistemlerinin Ukrayna cephesinde gösterdiği başarı, uluslararası alanda güvenilirliği artıran en önemli faktör. Ayrıca, Türkiye ile Ukrayna arasında Karadeniz'deki ortak güvenlik çıkarları ve savunma teknolojisi iş birlikleri (motor tedariki gibi) mevcut ilişkileri güçlendirmiş durumda. Bu iş birliği altyapısı, savaş sonrası dönemde de savunma ihracatı için Türk firmalarına rekabet avantajı sağlayacak.
Avrupa ile İş Birliği ve Teknoloji Transferi Fırsatı Doğabilir
Avrupa'nın askeri üretim kapasitesini hızlıca artırma ihtiyacı, Türkiye ile yeni iş birliklerinin kapısını aralayabilir. Timothy Ash, Avrupa'nın genellikle üretim ölçeğinde geride kaldığını, Türkiye'nin ise bu ölçeğe halihazırda sahip olduğunu belirtiyor. Baykar'ın İtalya'daki Piaggio ile yaptığı iş birliği gibi örnekler, bu potansiyelin somut göstergesi. Gelişmiş bir iş birliği, Türkiye'nin teknoloji transferi elde ederek kendi savunma sanayiini daha da geliştirmesine ve ABD'nin bırakabileceği boşluğu doldurmasına olanak tanıyabilir. Sonuç olarak, hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin, Türkiye'nin jeopolitik konumu ve savunma sanayii kapasitesi onu yeni ve büyük fırsatların merkezine yerleştiriyor.