Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet er-Rışk, Şarm Eş-Şeyh'te devam eden ateşkes müzakerelerine Türkiye, Katar ve Mısır'ın üst düzey istihbarat ve diplomatik yetkilileriyle katılımını olumlu karşıladıklarını açıkladı. Rışk, bu üçlü katılımın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun müzakereleri sabote etme ve saldırıları sürdürme manevra alanını önemli ölçüde daraltacağını ifade etti.
Üçlü Koalisyon Masa Başında
Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet er-Rışk, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, Mısır'ın Şarm Eş-Şeyh kentindeki kritik müzakerelere dikkat çekti. Rışk, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır İstihbarat Başkanı Hasan Mahmud Reşad'ın müzakerelere doğrudan katılımının, sürece önemli bir ağırlık ve ivme kazandırdığını vurguladı.
“Netanyahu'nun Oyunu Bozuluyor”
Rışk'ın açıklamasında, bu diplomatik hamlenin stratejik bir anlamı olduğu öne çıktı: "Bu katılım, savaşın durdurulması için olumlu sonuçlara ulaşılması yolunda müzakerelere güçlü bir ivme kazandıracağı gibi Netanyahu'nun müzakereleri baltalayarak saldırılarını sürdürme yönündeki manevra alanını da daraltır." ifadelerini kullandı. Bu açıklama, bölgesel aktörlerin ateşkes sürecinde daha aktif ve koordineli bir rol üstlendiğini gösteriyor.
Müzakerelerde Kritik Tur
Pazartesi günü Şarm Eş-Şeyh'te başlayan ve Hamas ile İsrail heyetleri arasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Yüzyılın Anlaşması" olarak da bilinen Gazze planının uygulanmasına yönelik dolaylı müzakereler devam ediyor. Sürecin teknik detaylarının ve esir değişimi gibi konuların bu turda masaya yatırıldığı belirtiliyor.
Bölgesel Diplomasi Yoğunlaşıyor
Öte yandan, daha önce güvenlik kaynakları, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın da müzakerelere katılmak üzere Mısır'a gideceğini doğrulamıştı. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari de ülkesinin Başbakanı'nın ateşkes görüşmelerine katılımını resmen duyurmuştu. Türkiye, Katar ve Mısır'ın bu ortak ve üst düzey katılımı, Gazze'de kalıcı bir ateşkes sağlanması yönündeki bölgesel çabaların bir ürünü olarak yorumlanıyor.