TÜBİTAK 1501 desteğiyle Uludoğan Savunma Sanayi tarafından geliştirilen insansız nano helikopter Nanoalp, Türkiye'yi dünyada nano sınıfında üretim yapan ikinci ülke konumuna getirdi. Tam otonom, sessiz ve yüksek taşıma kapasiteli Nanoalp için 5 ülke ile anlaşma imzalandı. İşte milli teknolojinin savunma sanayindeki sessiz devrimi.
Türkiye'nin Nano Devi Nanoalp, Dünya Pazarına Açılıyor
Türkiye, savunma sanayisinde bir ilke daha imza attı. Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji tarafından TÜBİTAK 1501 programı desteğiyle geliştirilen insansız nano helikopter **Nanoalp**, Türkiye'yi nano sınıfında üretim yapabilen dünyadaki ikinci ülke konumuna yükseltti. Bu başarı, sadece teknolojik bir atılım değil, aynı zamanda önemli ihracat anlaşmalarının da kapısını araladı. Birleşik Arap Emirlikleri'ne yapılan ilk ihracatın ardından dört ülke ile daha anlaşma imzalandı.
Tam Otonom Uçuş ve Üstün Taşıma Kapasitesi
Nanoalp'in en çarpıcı özelliklerinden biri, tam otonom olarak görev yapabilme kabiliyeti. Yüksek yerlilik oranına sahip sistem, sensör füzyonu teknolojisi sayesinde çevresini analiz ederek kendi kararlarını alabiliyor. Sadece 100 gram ağırlığındaki bu nano helikopter, 350 grama kadar yük taşıyabilme kapasitesiyle dikkat çekiyor. Bu özelliği, özellikle bina içi operasyonlarda el bombası veya C4 gibi patlayıcıların taşınmasında operasyonel birliklere kritik bir avantaj sağlıyor.
Tek Platformda Çoklu Görev: Keşif, İstihbarat ve Kamikaze
Nanoalp, sadece bir taşıyıcı değil, aynı zamanda çok amaçlı bir istihbarat platformu. Yüksek çözünürlüklü termal görüntüleme sistemi, gece görüş özellikli elektro-optik kamera ve güvenli veri iletimi sağlayan Yazılım Tanımlı Radyo (SDR) bağlantısı ile donatıldı. Bu sayede aynı platform üzerinden hem keşif ve istihbarat toplama hem de gerektiğinde kamikaze (intihar) görevi gerçekleştirebiliyor. GPS'in olmadığı veya karıştırıcıların bulunduğu kapalı alanlarda bile önceden tanımlanmış görevleri otonom bir şekilde yerine getirebiliyor.
Sessizlikte Rakip Tanımıyor: 3 Metreden Duyulmuyor
Nanoalp'in operasyonel başarısındaki en önemli faktörlerden biri de sessiz çalışması. Yavaş dönen pervane yapısı sayesinde klasik dronlara kıyasla neredeyse hiç ses çıkarmıyor. Rakip sistemlerin 10-15 metre mesafeden fark edildiği ortamlarda Nanoalp, 3 metreye kadar yaklaştığında dahi duyulmuyor. Bu "sessiz güç", bina içi, mağara, orman gibi hassas operasyonlarda kullanıcısına büyük bir gizlilik avantajı sunuyor. Ayrıca, havada kalış süresinin daha uzun olması da bir diğer artı.
İhracat Hedefi Büyüyor: Kilogramı 2 Milyon Dolar Değerinde
Nanoalp'in küresel başarısı, ihracat rakamlarına da yansıdı. Nano helikopter sınıfında yabancı muadillerinin ihracat değeri 200 bin dolar seviyesindeyken, Nanoalp eşdeğer kabiliyeti koruyarak maliyet avantajı sağlıyor. Bu yüksek teknoloji ürününün kilogram başına değerinin 2 milyon doları bulduğu ifade ediliyor. Güney Kore, Malezya, Endonezya ve çeşitli Orta Doğu ülkelerinden gelen yoğun talep, ihracat potansiyelinin daha da artacağını gösteriyor.
Dışa Bağımlılık Azalırken, Milli Kaynaklar Korunuyor
Nanoalp projesi, Türkiye'nin askeri keşif, istihbarat ve arama-kurtarma alanlarındaki dışa bağımlılığını azaltma hedeflerine önemli bir katkı sağlıyor. Yıllık pazar büyüklüğü 100-150 milyon dolar olan bu niş alanda, yerli ve milli bir çözüm sunularak, milyonlarca doların yurt dışına çıkması önleniyor. Nanoalp, savunma sanayisinde Türkiye'nin katma değeri yüksek, teknoloji odaklı üretimdeki kararlılığının bir göstergesi olarak öne çıkıyor.