Kenan GÜL

Tarih: 19.09.2025 17:58

Van’ın Kaderi mi, İhmali mi?

Facebook Twitter Linked-in

1980’lere kadar Van, adeta bir yayla gibiydi. Şehrin merkez nüfusu henüz yüz bini bile bulmamış, yollar imara son derece uygun ve açıktı. Ancak ne yazık ki 1980’den sonraki siyasal iktidarlar, Van’ın imarı ve ulaşımı için gerekli adımları atmadı. Bugün baktığımızda hâlâ aynı dar yollar üzerinde, giderek artan bir trafik yüküyle boğuşan bir şehir görüyoruz.

O yıllarda Başbakanlık yapan Ferit Melen’in başlattığı birkaç yol projesi dışında ciddi bir çalışma yapılmadı. 1983’te Özal iktidarıyla birlikte Van hızlı bir yapılaşma sürecine girdi, ama bu gelişim düzensiz ve plansız oldu. Şehrin temeli yanlış atıldığı için bugün geldiğimiz noktada hem trafik hem de şehir estetiği büyük bir çıkmazla karşı karşıya.

Cumhuriyet Caddesi, Maraş Caddesi, İskele ve 2 Nisan caddeleri artık şehrin yükünü taşımıyor. Araç sayısı 90 bini geçti ve Van adeta kilitlenmiş durumda. 5-6 kilometre uzaklıktaki mahallelerden merkeze inmek neredeyse bir saati buluyor. Binaların düzensizliği nedeniyle yol genişletmeleri imkânsız hale gelmiş. Üstüne üstlük eşzamanlı başlatılan tamirat ve kaldırım çalışmaları trafiği daha da çıkmaza sokuyor.

Kayyum belediye döneminde yapılan bazı düzenlemeler aradan birkaç yıl geçmeden aynı sokaklarda yeniden sökülüp yapılmaya başlandı. Yani plansızlık ve kısır döngü Van’ın kaderi haline geldi. Özellikle İskele Caddesi’nde VEDAŞ’ın toz ve toprağa bulanmış, kontrolsüz çalışmaları vatandaşları çileden çıkarıyor. Bu görüntü, bırakın çağdaş şehirleri, dünyanın hiçbir ülkesinde kabul edilemez.

Oysa dünyada şehircilik çok farklı bir boyuta taşınmış durumda. Çin, hem teknolojide hem de şehirleşmede dünyaya örnek olurken, Van hâlâ çevre yolu bile yapılamamış bir kent olarak yerinde sayıyor. Edremit yolu üzerindeki köprülü kavşakta bile zaman zaman birkaç yüz metrelik mesafeyi yarım saate yakın sürede geçebiliyoruz. 20 yıldır beklenen çevre yolu hâlâ tamamlanmadı.

Belediyeler arası uyumsuzluk da bu sorunları derinleştiriyor. Büyükşehir Belediyesi kayyum yönetiminde, merkez ilçe belediyeleri ise DEM Partili. Birlikte hareket edilmediği için şehir temizliği dahi aksıyor. Ara sokaklarda çöpler birikiyor, köylere haftada birkaç kez uğrayan temizlik araçları artık 10 günde bir anca görünüyor. Vatandaş bu tabloyu seyretmek zorunda bırakılıyor.

Van’ın en önemli sorunlarından biri de hızlı göçle birlikte ortaya çıkan düzensiz demografik yapı. Köyden kente gelen vatandaşların temizlik ve düzen algısı şehir hayatıyla örtüşmeyince, mevcut belediye yetersizlikleriyle birleşip şehri daha da kirli bir hale sokuyor.

Bütün bunların yanında turizm adı altında İran’dan gelen akının Van’ın kültürel dokusunu bozduğu da bir gerçek. Gelen turistlerin alışkanlıkları ve sokaklardaki görüntüleri, şehrin manevi havasını zedeliyor. Van’ın aile yapısı ve kültürel değerleri bu baskı altında aşınıyor. Elbette ticaret önemli, ama her şey para değildir. Van, Türkiye’nin şehri olmalı, başka bir ülkenin sosyal taşması değil.

Bugün Van’ın gerçek ihtiyacı, şehir merkezinde tekrar tekrar aynı sokakları kazmak değil, yeni alternatif caddeler, alışveriş alanları ve nefes aldıracak çevre yollarıdır. Aksi takdirde mevcut yapı üzerinden yapılacak her müdahale kısa vadeli olacak, şehri rahatlatmayacaktır.

Çözüm İçin Öneriler

Yeni merkezler açılmalı: Şehir yalnızca Cumhuriyet Caddesi’ne sıkıştırılmamalı. Edremit ve Tuşba yönünde yeni ticaret merkezleri, geniş bulvarlar ve cazibe alanları oluşturulmalı.

Çevre yolu bir an önce bitirilmeli: Van’ın nefes almasının tek yolu ağır taşıt ve transit trafiğin şehir dışına alınmasıdır.

Toplu taşıma güçlendirilmeli: Hafif raylı sistem veya modern otobüs hatlarıyla merkez mahalleler ile üniversite, otogar ve havaalanı entegre edilmeli.

Temizlik ve çevre denetimleri artırılmalı: İlçe belediyeleri koordineli çalışmalı, her sokağın düzenli temizliği sağlanmalı.

Turizm kültürle dengelenmeli: Van’ın maneviyatına uygun etkinlikler, festivaller ve kültürel projelerle şehir turizmden sadece ekonomik değil, sosyal fayda da elde etmeli.

Van, kaderine terk edilecek bir şehir değildir. Doğru planlama ve koordineli bir yönetim anlayışıyla, bu toprakların güzelliğine yakışır bir şehircilik anlayışı mümkündür. Aksi halde gelecek nesiller, 1980 öncesinin huzurlu ve düzenli Van’ını hep bir özlemle anmaya devam edecektir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —