Suriye ve İsrail arasında yaşanan gerilim, ABD'nin yoğun diplomatik çabaları sonucunda ateşkes anlaşmasıyla sonlandırıldı. ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın açıklamasına göre, anlaşma Türkiye, Ürdün ve komşu ülkelerin de desteğini almış durumda.
Süveyda'daki Çatışmaların Kökleri ve Tırmanış Süreci
Gerilimin fitili, 13 Temmuz'da Suriye'nin güneyindeki Süveyda ilinde Bedevi Arap aşiretleri ile bazı Dürzi silahlı gruplar arasında başlayan küçük çaplı çatışmalarla ateşlenmişti. Olaylar kısa sürede tırmanarak, Suriye güvenlik güçlerinin müdahalesiyle daha da karmaşık bir hal aldı.
İlk Çatışmalar ve Askeri Müdahale: Bedevi aşiretleri ile Dürzi grupları arasındaki silahlı çatışmalar, Suriye ordusunun bölgeye sevk edilmesiyle daha geniş bir çatışma alanına yayılmıştı.
İsrail'in Müdahalesi ve Gerilimin Yükselmesi: Suriye güvenlik güçleri ile Dürzi gruplar arasındaki çatışmaların büyümesi üzerine İsrail ordusu, Suriye'ye yönelik saldırılar düzenlemeye başladı. 16 Temmuz'da Suriye Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığı İsrail hava kuvvetleri tarafından hedef alındı.
Ateşkese Doğru: Diplomatik Çabalar ve Anlaşmanın Detayları
ABD'nin yoğun diplomatik girişimleri, tarafları ateşkes masasına oturtmayı başardı. Tom Barrack, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara'nın, ABD'nin desteğiyle bir ateşkes üzerinde anlaştığını duyurdu.
Uzlaşma Çağrısı: Barrack, Dürzileri, Bedevileri ve Sünnileri silahlarını bırakmaya ve birlikte yeni ve birleşik bir Suriye inşa etmeye çağırdı.
Bölgesel Destek: Anlaşmanın Türkiye, Ürdün ve komşu ülkelerin desteğini alması, bölgedeki istikrar için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
İnsani Kriz ve Gelecek Perspektifleri
Çatışmalar nedeniyle Süveyda'da gıda, elektrik ve su temin edilemez hale gelmiş, bölgede insani bir kriz yaşanmıştı. Yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Ateşkes anlaşmasıyla birlikte, bölgedeki insani durumun iyileştirilmesi ve yeniden inşa sürecinin başlaması bekleniyor.
Anlaşmanın kalıcı olması ve bölgedeki istikrarın sağlanması için tüm tarafların sorumluluk üstlenmesi ve uzlaşmacı bir tutum sergilemesi gerekiyor.