Hamas ve Filistinli gruplar, Gazze yönetimini teknokrat geçiş hükümetine devretmeyi kabul etti. ABD'li yetkili Marco Rubio, bölgeye konuşlandırılacak barış gücüne ilişkin önemli açıklamalar yaptı. İşte Türkiye'nin rolü ve İsrail'in güvenlik endişelerine dair detaylar.
Tarihi Gelişme: Hamas Gazze Yönetimini Devretmeyi Onayladı
Hamas'ın da aralarında bulunduğu Filistinli siyasi gruplar, Gazze Şeridi'nin yönetimini bağımsız teknokratlardan oluşan bir geçiş hükümetine devretme konusunda anlaşmaya vardı. Bu tarihi adım, Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen toplantıda kayda geçti. Taraflar, geçici Filistin komitesinin, Arap ülkeleri ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde Gazze'deki temel hizmetleri ve yeniden yapılanma sürecini yönetmesi üzerinde mutabık kaldı.
Filistin İçi Uzlaşı ve FKÖ'nün Rolü
Yapılan ortak açıklamada, Filistin davasının karşılaştığı zorluklarla mücadele için ortak bir tavır belirlenmesi ve Filistin halkının "tek meşru temsilcisi" olan Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) yeniden canlandırılması çağrısında bulunuldu. Bu çağrı, Hamas'ın uzun süredir rakibi olan Fetih hareketinin hakim olduğu FKÖ çatısı altında bir uzlaşı arayışının sinyali olarak yorumlandı. Ateşkes planının ikinci aşamasını görüşmek üzere Hamas ve Fetih heyetleri arasında da görüşmeler gerçekleştirildi.
ABD'den Kritik Barış Gücü Açıklamaları
Konuya ilişkin bir diğer kritik gelişme ise ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'dan geldi. Gazze'ye konuşlandırılması planlanan uluslararası barış gücüne dair açıklama yapan Rubio, "Bu gücün, İsrail'in kendini rahat hissedeceği personel ve ülkelerden oluşması gerekecek" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Barış Gücündeki Rolü Netleşiyor mu?
Rubio'ya, barış gücüne Türkiye'nin katılımına ilişkin soru yöneltildi. ABD'li yetkili, henüz somut bir güç oluşturulmadığını ve çalışmaların sürdüğünü vurgulayarak, "Bunu yapmayı teklif eden birçok ülke var. Kimlerin teklif sunduğunu söylemeyeceğim ancak her üyenin yetenekli, istekli ve tüm tarafların rahat hissedeceği bir yapı olması önemli" şeklinde konuştu. Bu açıklama, Türkiye'nin potansiyel katılımının, İsrail'in onayı ve genel uzlaşı ile şekilleneceğine işaret etti.
İsrail'in Güvenlik Endişeleri ve ABD Desteği
Bir İsrailli gazetecinin, "İsrail'in askeri kararları Washington'da mı alınıyor?" sorusuna Rubio, "İsrail'in güvenliğine ABD'den daha fazla katkıda bulunan bir ülke yok" cevabını verdi. Rubio, ABD'nin İsrail'in uzun vadeli güvenliğine bağlı olduğunu, ancak sürecin İsrail için de hayati önem taşıdığına inandıklarını belirterek, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın devam edeceğinin altını çizdi.