ABD Kongresi'nde yaşanan son gelişmeler, İsrail'e yönelik silah satış politikalarında radikal bir değişime işaret ediyor. Yaklaşık 100 üyeyi temsil eden Kongre İlerici Grubu (CPC), Gazze'deki devam eden insani kriz ve soykırım iddiaları gölgesinde "Block the Bombs Act" (Bombaları Engelleyin Yasası) tasarısını onayladı. Bu karar, İsrail'in insan hakları ihlallerini durdurana kadar sığınak delici bombalar, JDAM'ler ve diğer ağır mühimmatların sevkiyatını engelleyecek.
"Amerika Birleşik Devletleri, Zulme Ortak Olamaz"
CPC Başkanı Greg Casar, tasarıyı desteklerken sert bir dil kullandı: "Amerika Birleşik Devletleri, Gazze'de korkunç zulümler yapmak için kullanılacağını bildiğimiz bombaları göndermeye devam edemez." Bu açıklama, Kongre'nin İsrail'e yönelik mevcut politikalarına karşı duyulan artan tepkiyi yansıtıyor. Tasarının öncülerinden Illinois Temsilcisi Delia Ramirez ise, "ABD yapımı silahlarla çocukların öldürülmesine karşı ilk adımı atıyoruz. Soykırım kampanyası yürüten otoriter liderler karşısında bu Kongre'nin alması gereken asgari önlemdir," diyerek kararın önemini vurguladı.
Senato'dan Destek Geliyor, Denge Değişiyor
"Bu Bombalarla Çocuklar Ölüyor"
Temmuz ayında Senato'nun dörtte biri, İsrail'e silah satışına karşı oy kullanarak Washington'da dengeleri değiştirmişti. Bu durum, tasarının Temsilciler Meclisi'ne taşınmasıyla birlikte daha geniş bir destek bulabileceğine işaret ediyor. ABD'nin İşgal Altındaki Filistin Toprakları Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu ve birçok ülke ile soykırım uzmanı, İsrail'in Gazze'deki savaşını "soykırım" olarak tanımlaması da tasarıya verilen desteği artırıyor.
İlerici Kanatta Saf Değişimi
CPC lider kadrosunda Ilhan Omar, Rashida Tlaib, Ro Khanna ve Mark Takano gibi önemli isimlerin yer alması, kararın önemini daha da belirginleştiriyor. Amerikalı gazeteci Ryan Grim, bu kararı "tarihi bir sinyal" olarak yorumlayarak, geçmişte "Filistin hariç ilerici" tavırlarıyla bilinen üyelerin artık açıkça İsrail'e karşı çıkmaya başladığını ve bu durumun bir dönüm noktası olduğunu vurguluyor.
Bu gelişme, ABD'nin dış politikasında ve İsrail-Filistin çatışmasına yönelik yaklaşımında önemli değişikliklere yol açabilir.